Fener Bahçe Fan Club
Üye değilseniz, kayıt olunuz!. Üyeyseniz giriş yapınız!
Fener Bahçe Fan Club
Üye değilseniz, kayıt olunuz!. Üyeyseniz giriş yapınız!
Fener Bahçe Fan Club
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Fener Bahçe Fan Club

Tüm Fenerbahçelilere Burada Bekliyoruz !! Durma üye ol !!
 
AnasayfaKapıLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap
Arama
 
 

Sonuç :
 
Rechercher çıkıntı araştırma
En son konular
» [Biyoloji] Bal Nedir?
"Görmeyen, duymayan ve konuşmayan 3 maymun" Icon_minitimeÇarş. Ağus. 25, 2010 10:15 am tarafından SpR

» Tanışma Mekani
"Görmeyen, duymayan ve konuşmayan 3 maymun" Icon_minitimeÇarş. Ağus. 25, 2010 10:08 am tarafından qFb

» Ruh Haliniz?
"Görmeyen, duymayan ve konuşmayan 3 maymun" Icon_minitimeÇarş. Ağus. 25, 2010 10:08 am tarafından qFb

» Gönülden Fener'e Bağlıyız !
"Görmeyen, duymayan ve konuşmayan 3 maymun" Icon_minitimeÇarş. Ağus. 25, 2010 10:04 am tarafından CiqDem_Fb

» Fenerbahce
"Görmeyen, duymayan ve konuşmayan 3 maymun" Icon_minitimeÇarş. Ağus. 25, 2010 10:04 am tarafından CiqDem_Fb

» 1907
"Görmeyen, duymayan ve konuşmayan 3 maymun" Icon_minitimeÇarş. Ağus. 25, 2010 10:04 am tarafından CiqDem_Fb

» Kemal Sunal Askerde (Borazan)
"Görmeyen, duymayan ve konuşmayan 3 maymun" Icon_minitimeÇarş. Ağus. 25, 2010 10:03 am tarafından CiqDem_Fb

» Kutsi - İlan-ı Aşk
"Görmeyen, duymayan ve konuşmayan 3 maymun" Icon_minitimeÇarş. Ağus. 25, 2010 10:00 am tarafından CiqDem_Fb

» Son harfiyle isim
"Görmeyen, duymayan ve konuşmayan 3 maymun" Icon_minitimeÇarş. Ağus. 25, 2010 9:59 am tarafından CiqDem_Fb

Tarıyıcı
 Kapı
 Indeks
 Üye Listesi
 Profil
 SSS
 Arama
Forum
Ortaklar
bedava forum

 

 "Görmeyen, duymayan ve konuşmayan 3 maymun"

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
gfb
Admin

Admin
gfb


Mesaj Sayısı : 113
Reputation : 6
Kayıt tarihi : 21/03/10
Yaş : 38

"Görmeyen, duymayan ve konuşmayan 3 maymun" Empty
MesajKonu: "Görmeyen, duymayan ve konuşmayan 3 maymun"   "Görmeyen, duymayan ve konuşmayan 3 maymun" Icon_minitimeCuma Mart 26, 2010 5:20 pm

Başkanımız Aziz Yıldırım ve asbaşkanlarımız, spor kamuoyunu yakından
ilgilendiren konular hakkında, Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu Stadyumu, 1907
Tribünü'nde bir basın toplantısı düzendi. Medyanın büyük ilgi gösterdiği
toplantıya yönetim kurulu üyelerimiz de katıldı. Toplantıyı Başkanımız Aziz
Yıldırım'ın yanı sıra Başkanvekilimiz Nihat Özdemir, Asbaşkanlarımız Ali Koç ve
Şekip Mosturoğlu gerçekleştirdi. Diğer yöneticilerimiz de dinleyici
koltuklarından toplantıya katıldı.
Hakemliğin riskli olduğunu biliyoruz
İlk olarak hakem hatalarının anlatıldığı bir barkovizyon gösterisiyle
başlayan toplantıda daha sonra söz alan Asbaşkanlarımızdan Ali Koç, "Kısa
bir videoyla toplantıyı açmak istedik Bu toplantıyı yapıp yapmayı çok düşündük,
değerlendirdik. Yapmamız gereken bir toplantıydı. İleri bir tarih olur mu diye
düşündük ama Salı günü TFF Başkanının toplantısında Fenerbahçe ve bazı spor
kulüplerinin hedef alınması üzerine, bu toplantı kararını aldık Üzüntülü günler
yaşıyoruz ve derbi heyecanı da malum. O nedenle değerlendirmelerimizi sınırlı
tutacağız. İleride futbol dünyamızda yaşanan çarpıcı gelişmeleri daha kapsamlı
bir toplantıda ele alacağız" diye konuştu.
Daha sonra toplantı öncesi basın
mensuplarına dağıtılan dosyaların içeriğini açıklayan Ali Koç, "Dosyada bir DVD
var DVD 22 dakikalık bir çalışma. Bunda kendi maçlarımızda bizim aleyhimize
yaşanan hakem hataları var. Bu sezon diğer kulüplerin de yaşadığı diğer ciddi
hakem hataları mevcuttur. Ancak FBTV arşivlerinde bizim maçlarımız dışındaki
kayıtlar tutulmadığı için bu DVD'de bunlar mevcut değil. Kuşkusuz bizim lehimize
de olan hakem hataları söz konusudur. Bu çerçevede hakemlerimizin hata yapma
hakkı olduğu ve saniyelik kararlar nedeniyle tolerans göstermemiz gerektiğini ve
hakemliğin riskli olduğunu biliyoruz. Sadece bizim aleyhimize yapılan hataları
eklediğimizde görüyoruz ki hakemlerimizin tarifi güç, düşük performansı lig
sıralamasını etkiliyor. Türk hakem kurumunda ciddi bir zafiyet yaşandığı
endişemiz var. Vahim hakem hatalarının yoğun bir şekilde yaşanması, ülkemizde
doğal hale gelmesi, bu sorunlarım çözüme kavuşmaması, yönetiliş şekli,
mağduriyeti olanların federasyonca ele alınış şekli ve hakemler için işleyen bir
performans yönetiminin olmaması endişelerimizi artırıyor. O nedenle bunları
sizle paylaştık. Bu dosyada eski bir federasyon çalışanının çarpıcı açıklamaları
da vardır. Burada federasyon kurullarının işleyişi hakkında çarpıcı iddia ve
ithamlar var. Dosyada ayrıca Fenerbahçe-Everton maçıyla ilgili bilgileri size
sunacağız. Başkanımız Aziz Yıldırım'ın Gaziantep maçı sonrası neden PFDK'ya sevk
edildiğini anlatan sevk yazısını da bu dosyada göreceksiniz"
dedi.
Yazılı metne bağlı kalacağım
Daha sonra söz alan Başkanımız Aziz Yıldırım, "Katılımınızdan dolayı
hepinize teşekkür ediyorum. Konuşan Türkiye ama konuşmayan kulüp başkanları,
yönetimleri ve taraftarlar. İşte manzara bu. Çünkü konuştuğunuz zaman hemen ceza
alıyorsunuz. Haklarınızdan mahrum bırakılarak, takımınızla ilgili haklarınızı
kullanamıyorsunuz. Şimdi arkadaşlarımın bu toplantıyla ilgili tavsiyeleri vardı.
Bana yazılı metinden okumamı yoksa ceza alacağımı söylediler. O nedenle ben de
ona bağlı kalacağım"
diye konuştu.
Ancak bir iki konuyu eklemek
istediğini belirten Aziz Yıldırım, Gaziantepspor maçı sonrası PFDK'ye sevk
ediliş yazısını okuduktan sonra. "Disiplin kuruluna sevk edildiğimi tüm
kamuoyu bilmektedir. Hafta arası yapılan yorumlarda hakem odasını bastığım,
hakaretler ettiğim söylendi. Bu yazı bunların olmadığını gösterdi. Bu toplantıyı
yapmamızda, federasyonun istifa etmesini sağlamak ya da herhangi bir tavır ve
amacımız yok. Bir gazetede Adnan Polat, Sadri Şener, İbrahim Yazıcı ve Göksel
Gümüşdağ ile buluştuğumuz ve federasyonu düşüreceğimiz yolunda bir haber var.
Ben de Adnan ve İbrahim beyleri 1 aydır görmüyordum. Bursa'daki cenazede gördüm.
Sadri Bey'i de geçen hafta başında özel işlerim nedeniyle gördüm. Göksel
Gümüşdağ ile ise her gün her saat görüşüyorum"
diye konuştu.
Kışkırtıcı bir restleşme
Başkanımız Aziz Yıldırım "Çarşamba akşamı, stadyumumuzda oynanan Ziraat
Türkiye Kupası Yarı Finali'nde Manisaspor ile oynadığımız maç öncesinde
taraftarımızın; merhum Özhan Canaydın adına sergilediği duygusal tavır çok
önemliydi. Bu tavır; başta Fenerbahçe camiası olmak üzere tüm spor ailesinin,
atılan her olumlu adıma olumlu bir adımla karşılık verdiğinin ve 'hak edene'
şükran duygularını sınırsız olarak gösterdiğinin en açık kanıtıdır. Tüm spor
ailesinin; birbirlerine taziyelerini ilettiği, birlik ve bütünlük içinde olduğu
bu kederli günde Sayın Özgener'in, kulübümüzü ve diğer kulüpleri hedef alan
açıklamalarını dinlediğimde; bu konuşmanın içeriğinden yalnızca benim değil, bu
büyük ailenin tüm fertlerinin üzüntü duyduğunu düşünüyorum.

Açıkça görülüyor ki bu konuşma; yanlış bir zamanda, yanlış bir tavır ve
içerikle yapılmıştır.

TFF Başkanı'nın; bulunduğu makamı ve temsil ettiği kurumun ciddiyetini
yok sayarak; gazete ve internet yorumlarından edinilmiş eksik ve yanlış
bilgiler ile oluşturulmuş yakışıksız ve gerçekdışı yorumlarda bulunmasını, spor
camiasına yönelik kışkırtıcı bir restleşme olarak değerlendiriyoruz

TFF Başkanı; TFF Genel Kurulu'nu oluşturan kişilerin ortak iradesi ile
seçilen, onlar adına Türk futbolunu yöneten ve tabi ki tüm bunların yanında
onlara karşı sorumlu olan bir makamın başkanlığını temsil etmektedir.

TFF Başkanı'nın; kulüpleri, kulüp başkanlarını, yöneticilerini hedef alan
onları itham eden konuşmaları, tüm futbol ailesini ciddi bir şekilde rahatsız
etmiştir. Ben ve yönetim kurulum kulübümüz ile ilgili her türlü başarı ya da
başarısızlığın hesabını TFF Başkanına değil kendi genel kurulumuza veririz.

Kulüp yöneticilerini; skor yöneticiliği ile itham eden TFF Başkanı,
bizzat kendisi 2010 Dünya Kupası'na katılamamanın ve TFF'nin gösterdiği düşük
performansın hesabını, Türk halkına ve TFF Genel Kurulu'na vermek yerine;
fırsatçılık yapıp, kulüpler üzerinden yürüttüğü haksız ithamlar ve tartışma
konularıyla başarısızlığını örtbas etmeye ve unutturmaya çalışmaktadır.

TFF Başkanı gündem değiştiriyor
Türk futbolunun kaynakları kullanılarak yapılan milyonlarca dolarlık
harcamanın, organizasyonlar boyunca yüzlerce kişi ile yapılan seyahat
masraflarının, hesabını verme sorumluluğunda ve zorunluluğunda olan TFF
Başkanı'nın, gündem değiştirip, haksız eleştiriler yaparak bu sorumluluktan
kurtulması mümkün değildir.

Sayın Özgener; yanlış bilgilerle dolu bir metin üzerinden yaptığı basın
toplantısında; son dönemde futbol sektöründe yaşanan ve her biri birer skandal
niteliğinde olan olaylara değinmeden; yalnızca takımların o anki performansları
üzerinden bir futbol yorum programındaymışçasına değerlendirmeler yapmış ve bu
toplantı 'sadece bir iktidar gösterisi' olmaktan öteye gidememiştir.

Sayılan sayılmayan goller, verilen verilmeyen penaltılar ile şampiyonun
ve düşen takımların belirlendiği adaletsiz bir sistemde ortaya çıkan tablo
kulüplerin çoğunu memnun etmezken; TFF Başkanı'nın bu gerçekler hakkında en ufak
bir açıklama dahi yapmaması durumun ne denli vahim olduğunu açıkça
göstermektedir.

TFF Başkanı özeleştiri yapabilmeli
Sezon başında bir takımın, Yönetim Kurulu kararı ile küme düşürüldüğü ve
ligin 17 takımla devam ettiği, diğer bir takımın da küme düşüp düşmediğinin
hukuki anlamda tartışma konusu yapıldığı, onlarca maçın ve spor adamının şike
iddialarıyla savcılar tarafından sorgulandığı, yönetim zaafiyeti ve ortaya çıkan
şiddet ortamının çözümüne yetmeyen mevcut yasaların tartışıldığı bir ortamda;
TFF Başkanı'nın, 'Marka değeri, güven ve adalet ile ilgili söylemlerine dair
tereddütler söz konusudur.

TFF Başkanı, bu konularda öncelikle öz eleştiri yapmalı, bunun hesabını
kendine ve tüm spor kamuoyuna vermelidir.

Fenerbahçe Spor Kulübü olarak, rahmetli Hasan Doğan'a duyduğumuz saygı ve
güvenin devamında Sayın Özgener'e ve TFF'nin Yönetim Kurulu'na 6 delegemiz ile
destek verdik. Bizim tarafımızdan hiçbir isim, Federasyon kurullarına
önerilmedi. Bu dönemdeki beklenti ve şikayetlerimiz de; sadece gerekli
gördüğümüz durumlarda ve usülüne uygun şekilde, TFF yönetimine iletildi.

Görmeyen, duymayan ve konuşmayan 3 maymun
Özetle, merhum Hasan Doğan'ın çok kısa bir sürede oluşturduğu güven
ortamının devamını sağlayacağına inandığımız Özgener'e göreve gelişinden
itibaren tam destek verdik. Ancak; söz verilen güven ortamının sürdürülememesi,
futbolun geneline yayılan sorunların adeta kar topu gibi büyümesi, kulüplerin
adaletsizlik konusunda hiçbir dönemde olmadığı kadar şikayette bulunmaları ve
çözüme dair elle tutulur hiç bir icraatın yapılmaması bizi ne yazık ki bu
noktaya getirmiştir. Kulüpler; TFF, Kurullar ve MHK hakkında hiçbir zaman bu
kadar şikayeçi olmamıştır. TFF başkanlık makamı futbolu düzenlemek ve adaletli
bir yönetim sağlamak yerine kulüplerin yaşadığı olumsuzluklara karşı adeta
'Görmeyen, duymayan ve konuşmayan 3 maymunu' oynamaktadır.

Hakemlik müesesesi gelişmemektedir
Bizler, Kulüp Başkanları olarak sorumlulara ulaşamamakta ve
sorunlarımızı aktaramamaktayız. Fahiş hataların bu kadar sık olduğu, karar
standartının bulunmadığı, kulüp başkanından taraftarına tüm spor camiasının
feryat ettiği bir kaos ortamında, MHK Başkanı Oğuz Sarvan, ortaya cıkmamakta ve
yapılan tartışmalara son verecek adımlar atmamakta; kendisine ulaşmak mümkün
olmamaktadır. Öte yandan hakemler ile ilgili onlarca şikayete rağmen; hata yapan
ve zaman zaman oyunun sonucunu etkileyen ve üstüne üstlük kendı hatalarını
itiraf eden hakemler; bir hafta sonra hiçbir şey olmamışçasına bir başka
karşılaşmada görevlendirilmektedir. Bu durum gösteriyor ki; 'Ceza olmayan bir
düzende hata yapma hakkı olağan hale gelmektedir'. Hataları, yetersizliklerini
kanıtlar boyuta ulaşan hakemler, kabiliyetli gençlerin önünü tıkamakta ve
ülkemizde hakemlik müesesesi gelişememektedir.

Kulüpler Birliği Başkanlığı görevimi bırakma kararımı açıklamamın
ardından, diğer kulüp başkanları ile yaptığım istişare toplantısında benim
belirttiğime benzer sorunlar, kendileri tarafından da dile getirilmiştir. Bu
sorunlar, TFF'ye iletildiğinde, kulüplerın genel şikayetleri konusunda adımlar
atılacağının sözü verilmiş; ancak bu sözlerin de hiçbiri tutulmamıştır. Bu
dönemde, Kulüpler Birliği Başkanı olarak dillendirdiğim ve çözüm aradığım
konular, Fenerbahçe Spor Kulübü'nün uğradığı haksızlıkların yanısıra birçok
kulübün maruz kaldığı haksızlıklardır.

"Fener'e FIFA ayarı"
Gündemi meşgul eden olaylar karşısında, TFF tarafından geliştirilen tavır
ve çözümler yasa ve talimatların gerekli kıldığı yaklaşımlara göre değil,
basında yapılan yorumlara göre şekillenmektedir. Bu çelişkili ortamda; TFF bir
yandan basına haber sızdırarak icraatlarına taban oluşturmakta bir yandan da
belirli kişi ve düşüncelerin etkisi ile kararlar almaktadır. Örneğin; Haberturk
Gazetesi'nde, 12 Ocak 2010 tarihinde; "Fener'e FIFA ayarı" başlığı ile
yayınlanan haberin kaynağı olan federasyon gorevlisi, yer zaman ve kişi olarak
TFF Başkanı'na tarafımızca bildirilmiştir ve bunun gibi daha onlarca örnek TFF
Baskanı'nın bilgisi dahilindedır. Ancak, bu kişilerin hiçbiri hakkında, TFF
Yönetimi herhangi bir işlem yapmamıştır.

Son olarak Gaziantepspor maçında, hakem odasını bastığım, hakemin şahsına
yönelik hakarette bulunduğum ve bu şekilde hakemin maçı yönetmesine müdahalede
bulunduğum bilgisi basına servis edilmiştir. Bu şekilde oluşturulan ortamdan
yararlanarak Sayın Başkan da şahsıma yönelik ağır eleştirilerde bulunma
fırsatını kullanmıştır. Oysa ki; TFF tarafından, bu konuda Kulübe gelen sevk
yazısı içeriği sizlere dağıtılan basın kitinde yer almaktadır.
Bu yazının
içeriği, basına sızdırılan bilgilerden son derece farklıdır. Konunun takdirini
kamuoyuna bırakıyorum.

'Kuvvetler ayrılığı prensibi' ihlal edilmektedir.
Benzer şekilde, maçlarda yaşanan saha olaylarının ardından kurul
kararları medyayla paylaşılarak, verilecek cezalar ile ilgili kamuoyu
hazırlanmakta; ahenkli kararlar verilmesi gerektiği gibi yanlış bir düşünceyle,
kurullar iç içe çalışarak 'Kuvvetler ayrılığı prensibi' ihlal edilmektedir.
Bugün, Türk futbolunda hukuk organlarına başvuru, 'sonucu baştan belli olan
gereksiz bır formalite' anlamına gelmektedir. Bir televizyon programına katılan
eski bir TFF çalışanı, yapmış olduğu önemli açıklamaların cümle aralarında bu
durumu kamuoyuna aynen aktarmış ve söz konusu çarpık durumu doğrulayan itiraflar
kamuoyu tarafından ne yazık ki görülmemiştir. TFF, konuya ilişkin yaptığı
açıklamada sadece açıklamaları yapan şahısın kişiliği hakkında yorumlarda
bulunmuş ancak gündeme gelen iddialara dair tek bir açıklama dahi yapmamasını
son derece manidar buluyoruz.

Şu noktada tekrar hatırlatmak isterim ki; bu olumsuzlukları, sadece
kulübümüzün hakları ihlal edildiği ve sadece biz mağdur olduğumuz için değil;
tüm kulüpler adına adaletsizliğin son bulması, buna bilerek ya da bilmeyerek
sebep olanların futbol ailesinden ayıklanması için dillendiriyorum. Burada
sorumluluk, TFF yönetimine düşmektedir. Türk futbolu, sadece başkan tarafından
Sırça Köşk'te oturularak haftanın yalnızca 3 günü İstanbul'a ugramak suretiyle
yönetilemez. Türk futbolu, yılın 365 günü müşterek çalışma ile icraatlarda
bulunmayı hakeden bir büyüklüktedir. TFF Başkanı, bu şekilde bir yönetim
anlayışını benimsemez ise bu sorunlar daha da büyüyüp yumak olarak karşımızda
durmaya devam eder.

Muhalafet etme hakkına müdahale
Resmi internet sitemizden yaptığımız basın açıklamalarımız; kurumsal
kimliğimizin parçalarıdır. Açıklamalarımızın tamamı, Yönetim Kurulumuz
tarafından imzalanmakta, hukuk süzgeçinden geçmekte ve bundan sonra
yayınlanmaktadır. Bu açıklamaların kulübümüzü bağladığı tartışmasızdır. Sayın
TFF Başkanı'nın bu açıklamalardan duyduğu rahatsızlık; onun çok sesliliğe
tahammülsüzlüğün bir yansıması, karşı düşünce açıklama, muhalafet etme hakkına
müdahaledir. TFF Kurulları'nın üyeleri ve hakemlerin kimlikleri gizli bilgiler
olmayıp, herkes tarafından bilinmektedir. Adil karar verdiğini iddia edenlerin,
kendileri hakkında yaptığımız açıklamaları 'Hedef gösterme' şeklinde
nitelendirmeleri ve bundan endişe etmeleri yersizdir. Bu basit demagoji,
verdikleri kararları kendi içlerine dahi sindiremeyenlerin sığındığı bir savunma
aracıdır.

Bu noktada tribünden bir insanın atılmasına 100 bin lira ceza veren
TFF'nin internetten kendileri aleyhine yapılan bir açıklamaya 50 bin lira ceza
vermesi TFF'nin adalet anlayışının açık bir örneğidir.

Yargı mensuplarının verdikleri kararlar kesin, açık kararlardır. Bu
kararların, Sayın Başkan'ın yaptığı şekilde kamuoyunda açıklamaya ve savunmaya
muhtaç olması; açıklanan ve savunulan kararların sıhhatleri bakımından endişe
vericidir. Bu açıklamalar ile ilgili asbaşkanımız Sayın Mosturoğlu sizlere
bilgiler verecektir.

Sayın Başkan, yaptığı açıklamalar ile kulüplerin iç işlerine müdahale
ettiğini, Genel Kurulları tarafından seçilmiş olan Kulüp Yönetimlerini,
takımların milyonlarca taraftarı ile karşı karşıya getirdiğini görmelidir. TFF
Başkanlık makamı, hizmet makamı olup, kulüpler ile mücadele ve çekişmede araç
olarak kullanılamaz. Bu konuda Sayın Başkan'ın yapmış olduğu açıklamalar da
malesef son derece yanlıştır.

Değerli arkadaşlar, burada yaptığım açıklamaların, tarihe not edilmesini
istiyorum. Tamamen günü kurtarmayı amaçlayan, içerikten- nitelikten çok vitrine
yönelik icraatlar ile Türk Futbolu bir adım ileri gidemez. TFF Başkanlık makamı,
tabiatı ve niteliği gereği; saygıyı hakeden, ciddiyetle yönetilmesi gereken bir
makamdır. Hiç kimse, içindeki iktidar ve güç bende hevesini tatmin etmek için bu
makamı kullanamaz. Buna müsade edilemez.

Günü kurtaran Kararlar
TFF Başkanı'nın en önemli vazifesi; her kim nasıl yorumlarsa yorumlasın,
kesinlikle 'yasa ve talimatların gereğine uygun olarak' icraatte bulunmak ve
bünyesindeki kurulların buna uygun şekilde çalışmasını sağlamaktır. Aksi
takdirde, günü kurtarmak amacıyla alınan ve yanlızca belli bir kesim tarafından
kabul gören kararlar; gelecekte ortaya çıkabilecek benzer durumlar için çözüm
teşkil etmenin aksine durumu çözümsüzlüğe sürükler ve bu günlerde yaşadığımız
kaos ortamı Türk futbolunu tamamen etkisi altına alır.

Hukuk
organlarında kuvvetler ayrılığı ilkesi, adaletin teminatıdır. Bu ilkenin ihlali,
adalet duygusunu yerle bir eder ve kurul kararlarının bozulmasına sebep
olur.Yönetim organında ise istişare yapılarak alınan kararlar ve katılımcı
yönetim anlayışı; futbol sektörünün sorunlarının çözümünde anahtar
niteliğindedir. Bu bağlamda TFF yönetim kurulunda yer alan tartışmasız tüm
kamuoyunun güvenini kazanmış, her biri vizyon ve misyon sahibi değerli yönetim
kurulu üyelerinin federasyon yönetimine ve yapılan icraatlere katılımının
sağlanması şarttır. Ancak bu şekilde 'Ben yaptım, oldu' anlayışı; ile ortaya
çıkan sorunların önüne geçilebilir. Aksi takdirde bir kaç yorumcunun desteği
futbol ailesinde günden güne artan genel memnuniyetsizliğin getireceği
kaçınılmaz değişim hareketini durdurumaz.

Sayın Özhan Canaydın'ın vefatı sonrasında oluşan anlayış ortamını
bozmamak ve haftasonu yapılacak derbi maçın da bu ortamda oynanması adına,
detaylı açıklamalar tarafımızca ileri bir tarihte yapılacaktır. Bu noktada
tespitlerimizi sezon sonunda sizinle yapacağımız buluşmada dile
getireceğim.

Beni dinlediğiniz için teşekkürlerimi
sunarım"

Federasyonun çelişkili kararları
Başkanımız Aziz Yıldırım'ın konuşmasının ardından Asbaşkanımız Şekip
Mosturoğlu, federasyonun çelişkili karar ve uygulamalarını konu alan bir konuşma
yaptı. Şekip Mosturoğlu şunları söyledi:

"PFDK'nın Sayın Özgener
tarafından doğru kabul edilen kararı emsal olarak kabul edilirse, biletsiz
olarak stada giren bir taraftar olaya mahal verirse verilecek olan ceza daha
ağır olacaktır. Tribünden düşen seyircinin maçtan sonra biletsiz ve alkollü
şekilde içeri girdiği göz önünde tutulursa verilecek cezanın ne olması
gerektiğini kamuoyuna bırakıyoruz. Sayın Özgener'in doğru olarak kabul ettiği
Everton kararı doğruysa güvenlik önlemlerinden dolayı ev sahibi takım
sorumludur. Fenerbahçe – AZ Alkmaar maçındaki olayların da münferit kabul
edildiğini söylemektedir Sayın Özgener. Bu bir UEFA Kupası maçıdır ve kararı da
ancak UEFA verebilir.

Beşiktaş – Rizespor maçındaki kararın da emsal olamayacağı ifade
edilmiştir. Bu kararın yönetim kurulu tarafından alındığını unutan Özgener, bunu
hatırlayamamaktadır. Bunlar somut olarak Özgener'in bizi suçladığının tam
tersine gerçeklerin çarpıtılmasının örnekleridir. Hukuk organlarının vermiş
olduğu kurallar da oyun kurallarına dahildir. Görüntülerden ceza verilmesi de
buna dahildir. Sezon başına bu çok açık biçimde ifade edilir ve sezon boyunca bu
kurallar değişmez. Siz bir oyuncuya marka değerini düşürdüğü için ceza
veriyorsanız başka bir oyuncuya da aynı cezayı vermelisiniz.

Geçen sezon Sabri Sarıoğlu bu yüzden ceza almıştır. Bu sene kurallarda
değişiklik olmamasına rağmen Keita, Trabzonspor maçından sonra PFDK'ya dahi sevk
edilmemiştir. Futbolcumuz Bilica Galatasaray maçından önce rakibe yumruk attığı
ancak hakemin bunu görmediği gerekçesiyle PFDK'ya sevk edilmiştir. Yani
görüntülerden ceza verilmiştir. Ancak maçtan sonra Bilica'nın hakemin görüş
alanında olduğu ortaya çıkmıştır. Yapılan açıklamada cezanın atılan tekmelerden
dolayı verildiği söylenmiştir. Bugüne kadar bu görüntüleri izleyen kimse bu
tekmeleri göremedi ama PFDK görebildi. Alex, Büyükşehirspor maçında yaptığı
hareketten sonra kırmızı kart gördü ve 2 maç ceza aldı. Bizim Tahkim Kurulu'na
başvurumuz reddedildi. Benzer bi olaydan sonra Samsunsporlu bir oyuncuya da aynı
ceza verildi. Samsunspor'un yaptığı itirazla ceza 1 maça indirildi. Bunun gibi
kararları çoğaltmak mümkün.

Aralık başında bir kulüp başkanının kulübümüz adına sarf ettiğine dair
yaptığımız başvuru aradan geçen 3 aya rağmen karara bağlanmamıştır. Şike ve
Bahis manipülasyonları gibi davaların 6 ayda sonuçlandığı düşünülürse bu gibi
basit bir davanın ne kadar zaman alacağını sizlerin yorumuna bırakmak istiyorum.
Bugüne kadar PFDK'nın bütün kararlarını topluyorum, tamamı oybirliği ile
alınıyor. Dünyada görüşmemiş biçimde bu arkadaşlar her konuda hemfikirler. Hiç
görüş ayrılıkları yok. Bu çok ilginç. Tahkim Kurulu'na yaptığımız başvurularda
verilen cezaların tümü lehimize çıkması gereken kararlar. Bir blok var ve bu
blok hiçbir şekilde kararını değiştirmiyor. Kamuoyu bunları göremediği için bu
konuda fikir sahibi de olamıyor.

Son örnek olarak, Diyarbakırspor'un Süper Lig'e çıktığı yıl o dönemki
kulüp başkanı Federasyon Başkanına yönelik sözler sevk ediliyor. Kulüp Başkanı
da PFDK'ya sevk ediliyor. Buna karşılık verilen cezanın ne derece uygulandığını
herkesin takip etmesini istiyorum. Başkana verilen 21 günlük cezanın ne anlam
ifade ettiğini de böylece anlarız"

Soru- Cevaplar

Toplantıda daha soru cevap
bölümüne geçildi. Çeşitli medya kuruluşlarına mensup gazetecilerin sorularına
Başkanımız Aziz Yıldırım ve yöneticilerimiz şu yanıtları verdi: Federasyonun
cezaları yüzünden bu konularda konuşmaya devam edip etmeyeceği yönünde sorulan
bir soruya Aziz Yıldırım, "Geçmişte olduğu gibi şimdi de gördüğümüzü
söylüyoruz. Doğruyu söylüyoruz. Yalnız da kalabiliriz beraber de olabiliriz.
Bizim burada anlatmak istediğimiz sadece Fenerbahçe'nin hakları değil, Beşiktaş,
Galatasaray hepsi var. Ben sadece Fenerbahçe için değil tüm konuları tüm
kulüpler için söylüyorum. O nedenle konuşmaya devam edeceğim. Cezadan da
çekinmem. O nedenle doğru bildiklerimi söylerim, söylemeye de devam
edeceğim"
diye konuştu.
Federasyonun tüzüğü var
Bu toplantının yapılıp yapılmaması hakkındaki değerlendirmelerini anlatan ve
TFF'de bir genel kurul isteyip istemedikleri yolundaki sorulara yanıtlayan
Nihat Özdemir, "Bu toplantıyı yapıp yapmayacağımızı Özgener'in basın
toplantısından evvel tartışıyorduk ve böyle bir toplantıyı yapıp yapmamayı
düşünüyorduk. Onun bu toplantıyı yapmasından sonra bizim bu toplantıyı yapmamız
gerekli oldu ve kamuoyundan beklendi. Federasyonla ilgili bir olağanüstü genel
kurul yapılmasına kendi başımıza karar veremeyiz. Federasyonun tüzüğü var. Orada
bu belli. Biz sadece Fenerbahçe Spor Kulübü'nün görüşlerini söyledik O nedenle
tüm kulüpleri bağlayıcı şeklide görüş açıklamamız doğru olmaz"
dedi.
MHK Başkanı çıksın, konuşsun, bir yorum yapsın
Gündeme getirdikleri sorunların çözüme kavuşmaması halinde ne gibi bir yol
izleyecekleri sorulduğunda Aziz Yıldırım "Sorunlar birikince, soruna bir
çözüm bulunur. Bu çözüm nasıl olur hep birlikte göreceğiz. Bu federasyonun
kuruluşunda destek verdik. 6 oyumuz var. Rahmetli Hasan Bey'in devamı olarak
gördük. Orada alınan, rahmetlinin koymuş olduğu bir vizyon vardı. O vizyonun
devam etmesi için o zaman aramızda tartıştık ve oyumuzu verdik. Kayseri'de
Roberto Carlos çekti ve penaltı verildi. Hiçbir yorum yok. Antep maçındaki aynı
pozisyonun tekrarı. Bu konuyu gündemi taşırdığınız zaman 'Kayseri'de verilen
penaltı yanlıştır. Yanlışı tekrar etmemek için tekrar Antep maçındaki penaltıyı
hakem vermemiştir' deniyor. Hakemler bu konuda toplantı yapmışlar. Yani şimdi
işler başka. Şimdi MHK Başkanı çıksın, konuşsun, bir yorum yapsın ve biz de
hakkımızı ona göre arayalım. Ortaya çıksın konuşsun ve biz de anlayalım. Çünkü
muhatap bulamıyoruz. Gitmek istiyorlarsa onlar giderler zaten. Bizim 6 oyumuz
var. 6 oyla destekler veya desteklemeyiz"
dedi.
Sezon başında gündeme getirdiği menajerlerin şimdi şike soruşturmasında yargı
sürecinde olduklarının hatırlatılması ve MHK Başkanı ile ilgili sorular
karşısında ise Başkanımız Aziz Yıldırım "Menajerler hakkında yargı gereğini
yapacaktır. Şahıslarla sorunumuz yok, işleyişle sorunumuz var. Buraya gelen kişi
yetenekliyse biz saygı duyarız. Biz 'Oğuz Sarvan yetersiz, ortada oturamaz'
demiyoruz. Ama kendisi ortada yok biz daha o konuya gelemedik"
diye
konuştu.

Adım atması gereken taraf Futbol Federasyonu'dur
Atılana olumlu adımlara aynı şekilde karşılık verileceğini belirten Şekip
Mosturoğlu, "Atılan her olumlu adıma olumlu adımla karşılık verileceğini
söyledik. Bu, bugünkü konuşmanın da özüdür. Adım atması gereken taraf Futbol
Federasyonu'dur. Atılan adımlara bakacağız. Yoksa demokratik kurallar işleyecek.
Ona da futbol ailesi karar verecek"
dedi.
Tüm kulüplerin ortak iradesiyle ortaya çıktı
Kulüpler federasyon arasında yaşanan olayların kısa geçmişini anlatan Şekip
Mosturoğlu, "Devre arasına henüz girmiştik. Kulüpler Birliği bir toplantı
yaptı. Temel konularda, hakem hataları ve atamalarındaki kriterlerde MHK'ya
duyulan endişede görüş belirtildi ve toplantı şu şekilde bitti: MHK; ortak bir
toplantıya davet edildi. Bu tüm kulüplerin ortak iradesiyle ortaya çıktı. Biz
daha yemeğin hangi çatı altında yeneceğine karar veremedik"
diye
konuştu.
Ben 2 sene daha buradayım
Bu toplantının düzenlenmesindeki amacın kendisinin verdiği 3 yıl şampiyonluk
sözü ve Fenerbahçe'nin şampiyonluğunun tehlikeye girmesi yolundaki bir soru
karşısında ise Başkanımız Aziz Yıldırım, "Aziz Yıldırım ve arkadaşları
Fenerbahçe genel kurullarına her zaman cevap verirler. 3 yıl şampiyonluk dedik,
onun de hesabını veririz. Ben bunları hem yaş olarak, hem de tecrübe olarak
aştım. Ben 2 sene daha buradayım. O nedenle rahat olun"
diye konuştu. Aynı
soruya Nihat Özdemir, " Bizim yaptığımız açıklamaları göz önüne
getirirseniz, sadece bugünkü durumu değerlendirmediğimiz gerektiğini derbinin
bundan etkilenmemesi gerektiğini söyledik. Bu toplantıyı yapıp yapmamayı çok
düşündük. Sayın Özgener bu toplantıyı yapmasaydı, biz de yapmayacaktık O
toplantıdan sonra bu toplantıyı yapmanın şart olduğunu düşündük"
diye yanıt
verdi.

Biz o tarzı benimsemedik
Buna benzer açıklamaların daha önce de başka kulüplerce yapıldığının
hatırlatılması ve tüm kulüplerin ortak bir açıklama yapmayı düşünüp
düşünmedikleri sorulduğunda ise Şekip Mosturoğlu, "Barkovizyon gösterisini
hazırlarken, geçmişte yapılan buna benzer şeylerin hiçbir tanesini örnek
almadık. İzlediğiniz görüntüler tamamen artı ve eksi eşleşmiş görüntülerdir. Biz
o tarzı benimsemedik. Bu konuda hep birlikte bakarak bir karar verilir"

diye konuştu.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
SmH
Süper Moderatör

Süper Moderatör
SmH


Mesaj Sayısı : 64
Reputation : 3
Kayıt tarihi : 22/03/10
Yaş : 31

"Görmeyen, duymayan ve konuşmayan 3 maymun" Empty
MesajKonu: Geri: "Görmeyen, duymayan ve konuşmayan 3 maymun"   "Görmeyen, duymayan ve konuşmayan 3 maymun" Icon_minitimeCuma Mart 26, 2010 5:25 pm

teşekkürler
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
"Görmeyen, duymayan ve konuşmayan 3 maymun"
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» "Sevinci ve hüznü 24 saat yaşamak zorundayız"
» "Ali Sami Yen Stadı'na Gidecek Taraftarlarımıza Duyuru"
» "Tekrar yolumuzdayız"

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Fener Bahçe Fan Club :: Fenerbahçe :: Fenerbahçe Haberleri-
Buraya geçin: